Adalet Bakanı Tunç’tan Can Atalay yorumu: Anayasa Mahkemesi sanki Anayasayı değiştirmiş gibi
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Hürriyet gazetesinin etkinliğinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yargıdaki rüşvet iddialarına ilişkin “Hatalı olan herkesle hesaplaşacaktır” diyen Tunç, Can Atalay hakkında verilen tahliye kararının uygulanmaması konusunda ise, “Anayasa’nın 154. maddesine göre; Adalet Mahkemeleri tarafından alınan kararları gözden geçirme nihai otoritesi Yüksek Mahkeme’dir. Bu anlamda kararları mutlaktır. “Bu kararla Anayasa Mahkemesi, anayasayı yorum farkı ile değiştirmiş gibi görünmektedir” dedi.
Gazeteci Tolga Şardan’ın tutuklanmasına yol açan haberlerde MİT raporundan bahsedilmediğini söyleyen Tunç’un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
ÜÇ MÜFETTİŞ İNCELEME YAPIYOR: Anadolu Adliyesinde üç müfettiş görev yapıyor. İhbarda isimleri geçen kişiler ve aldıkları kararlar hakkında soruşturma başlatıldı. Müfettişler henüz raporlarını bitirmediler. Bahsi geçen iddiaların doğru olup olmadığını bu raporda göreceğiz. Soruşturmayı HSK’nın ilgili birimi yürütecek. Bu iddiaların doğru çıkması halinde; HSK gerekli işlemleri yürütür. Yargıya rüşvet verilmesi ve benzeri tezlerin gündeme gelmesinden herkes rahatsız oluyor. Özellikle yargının bu tür tartışmalardan en uzak kurum olması gerekir. En küçük argüman araştırılmalı ve ele alınmalıdır. 24 bin hakim-savcı ve onların baktığı milyonlarca belge var. Bu durum evlerine belge getirecek, gece gündüz dürüst çalışan hakim ve savcıları suçlayacak bir kampanyaya dönüştürülmemelidir. Yargı bağımsızdır ve kararlarını tarafsız olarak verir. Eğer bir rüşvet planı varsa bu bir suçtur. HSK aslında her iddiayı inceliyor. Ceza alanlar var. Son dönemde ‘yargıda yolsuzluk var, MİT raporu var, durum vahim’ diyerek yargıyı yıpratmaya, adalete olan güveni sarsmaya yönelik tutumlar ortaya çıkıyor. Yargı kararlılıkla çetelere, uyuşturucu suçlularına ve suç işleyenlere karşı baskı yapıyor. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Geciken adalet adalet değildir.
ANAYAYA MAHKEMESİ’NİN anayasayı değiştirme yetkisi var mıdır? Can Atalay Seyahat davasında tutukluydu ve temyiz süreci devam ederken milletvekili değildi. Yargıtay onun 18 yıllık cezasını onadı. Bu karar 29 Eylül’de Meclis’e geldi. Ancak Meclis bekledi ve Atalay’ın üyeliğini düşürmedi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bu suçun seçimden önce işlenmesi ve dokunulmazlık kapsamına girmemesi nedeniyle yargılamayı durdurmadı. Anayasa Mahkemesi, hangi hataların bu kapsamda olduğu belirsizliği nedeniyle Anayasa’nın 14. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti. TBMM’nin düzenleme yapması gerektiğini söyledi. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay’ın yorumu farklıdır. Herkes Anayasaya bağlıdır. Anayasa’nın 154. maddesine göre adliye mahkemelerince verilen kararların son inceleme mercii Yargıtay’dır. Kararları bu anlamda nihaidir. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararıyla Anayasa’yı yorum farkıyla değiştirmiş olduğu görülüyor. Anayasa Mahkemesinin Anayasayı değiştirme yetkisi var mı? Bu yetki TBMM’ye aittir. Mahkemeler arasındaki çatışmalar hukukun üstünlüğüne zarar verir. Yüksek mahkemeler arasındaki ast-üst ilişkisi gibi bir kavram aynı zamanda hukukun üstünlüğü ilkesine de zarar vermektedir. Kimsenin buna hakkı yok.
İLETİŞİM MÜDÜRLÜĞÜ ŞARDAN’IN HABERİNDE MİT RAPORUNUN OLMADIĞINI AÇIKLADI:: Gazeteci Tolga Şardan, “Yargıdaki yolsuzluklara ilişkin MİT raporu Cumhurbaşkanlığına iletildi” şeklinde bir yazı yazdı. Soruşturma açıldı, gözaltına alındı ve tutuklanmaya sevk edildi. Burada yargının verdiği kararlara müdahale etmemiz mümkün değildir. Burada bir MİT raporundan bahsediliyor. Ancak İletişim Başkanlığı böyle bir raporun olmadığını açıkladı. Böyle bir haber olmadığı için bu bir dezenformasyon ve yalan haberdir. Türk Ceza Kanunu’nun 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasını öngören 217/a maddesi (Kamuya açık olarak yanıltıcı bilgi verme suçu) kapsamında soruşturma yürütülüyor. Soruşturmanın sonucunu her zaman birlikte bekleyeceğiz. Hiçbir gazetecinin tutuklanmasına razı değiliz. Herkes istediğini yazabilir. Ancak bunun da sınırları var. Kişilerin onur ve haysiyetini ihlal eden, eleştiri sınırlarını aşan konularda soruşturma açma zorunluluğu bulunmaktadır. Olmayan bir MİT raporu var demek doğru mu? Türk Ceza Kanunu’nda kamuyu aldatıcı bilgilerin kamuya açıklanması suçu bulunmaktadır. Bir algı yaratılmak isteniyor. Aslına dayanmayan haber yazanlar var. Her konuda hüküm veriyorlar. Ne olduğunu bilmeden, gerçeği sormadan haber yapıyorlar. Mesela şunu yayınlıyor: ‘Ceren Özdemir’i öldüren kişi açık cezaevine götürüldü.’ Açın ve sorun, gerçek mi? Ama onların derdi haber değil algı yaratmak. Burada iyi niyetten bahsedebilir miyiz? Bunlara izin mi vermeliyiz? (HABER MERKEZİ)